Cuma, Eylül 16, 2005

eski günler


eskiden yani ben ondört yaşındayken al nalburiye de elamanken diye başlaycağım sözüme bu gün bundan dokuz sene öncesiydi ben orta okuldan ayrıldım ve iş hayatına girmem gerekti babam bir arkadaşı sayesinde al nalburiye ye elaman alınacağını öğrenmiş ban söyledi ben o zaman üsküdar da eskiden yedi depe ünv. olan şimdi ise istanbul ticaret ünv. karşısında olan bürodan aradık lokman yılmaz yani büyük patron çıktı telefona yada ona bağladılar babam normalde işe girecek kişinin sorması gereken ama ben küçük olmam dan dolayı bazı sorular sordu lokman amcanın verdiği cevap hala aklımda sen mi girecen işe yoksa oğlunmu tabi babamın cevabı oğlum oldu o zaman o konuşsun dedi ve beni çağırdı yarın gel görüşelim gittim görüştüm ve işe başladım cuma yada cumartesi idi herkes bana şu şunu söylüyolardı ne işin var bü gün burda pazartesi başlasaydın neyse başladık işe aradan biraz zaman geçti ve artık ısındım işe o zaman lar da üç tekerli el arabalarımız vardı biz iki kişi onla 500.600 kğ çivi yaşıyoz her işi yapıyoz zaten al nalburiyede olmayan mlz. hiç bi yerde olmaz müşterilerin sözü bu yani ineden ipliğe kadar yok yok o zaman lar iki tane depo onlarca çalıştığımız ith. üretici firma var küçük biyer deyil bu dediğim yer kırk kişi ye yakın insan çalışıyodu cuma günü sabah toplantılarımız olurdu cumartesi günü akşam beşte paydos ederdik bizim üç tane patronumuz vardır lokman amca hem firmanın kurucusu hemde babaları aziz abi büyük oğlu tombişti o zaman lar ama bana vız gelir tuttummu kıtır kıtır kemiklerini sıkardım şimdi gerçi zayıflamış epey az takışmazdık yani beni kızdırmaktan zevk alırdı hatta ağladığım bile oldu cok sempatik sevdiğim bir abim türker abi aziz abinin küçüğü oda sert görünümlü oda aziz abi gibi sarışın ama aziz abiden daha ciddi yani kurtlar vadisinde polat olmasa yerine oynayacak karekterde sportif bi abimiz akşamları beraber giderdik bazan vapurla kadıköye geçerdik vapur iskelesi karşısında içkili lokantalar vardı ve müşteri çekmeye calışan elamanlar vardı her seferinde turist sanarlardı bizde gülerdik akşamları nöbete kalanlar güllüoğludan tatlı ziyafeti cekerdik en çok süttü nuriye yi severdim ben genedede ondan alırdı zaten neyse ardan baştada dedigim gibi dokuz sene oldu ve iki gün önce gittim ve konuştuk ve güldük o zaman ağladıgım kızdıgım olaylara bün güldük iyiki yaşamışız dedik o günleri zaten en önemlisi bu değilmi anılarının olması hatırladığı zaman ağlayacak yada tebessüm edecek bişilerin olması değilmi bana o yıllarda sorarlardı okuyomusun diye hiç okumuyom demedim evet dedim hayat ünv. okuyorum gerçektende bir okuldu orası acısıyla tatlısıyla ne mi öğrendim hayatı öğrendim ders e kimlermi giriyordu inşaatcısından tutunda sanatcısına .turistinden tinercisine hırsızından polisine ünlüsünden ünsüzünden birçok kişiyi tanıdım orda öğrettiler hayatı bize siz hiç gölge tozu minare gölgesi ni bilir misiniz her derde devadır bir çok şeye iyi gelir onun nerde oldugunu öğrendik neyse epey uzadı tatı kaçmasın bu kadar yeter dile kolay altı sene bir ömür yetmiyo satırlar ama bir yerde bitmesi lazım işte böle al nalburiyede patronundan tutda arkadaşlarıma abilerime kardeşlerime hatta murada bile geçirdiğimiz zaman paylaştıgımız anılar için teşekkürler ................................

3 yorum:

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.