Cuma, Eylül 30, 2005

sahtelerin içinde gerçegi aramak

sıkılıyorum bazen sahtelerin içinde gerçekleri aramaktan sevgi denen kavramın basitsenmesini aşkın oyun oldugunu görmekten bıkıyorum ,insanlardaki bu dengesizliği annayamamaktan ard niyetli insanların arkandan kuyunu kazdığını bilmekten bıkıyorum sana gülüp arkandan neler cevirdiğini öğrenmekten bıkıyorum bende ki deyerlerinin istismar edilmesini hazmedemiyorum bu kadar kişiliksiz insanların içince olmaktan sıkılıyorum ya onları götürün burdan ya beni yada durun beni götürün nereyemi samimi,dürüst,içten, sevgiyi,masumiyeti ve aşkı yaşayan toprağa olan aşkların diyarı anodoluya götürün yeterki götürün beni burdan yazın elli derece kuru sıcak olsun kışın eksi otuzlara kadar düşsün mühim değil yeterki samimi olunsun.......

Perşembe, Eylül 29, 2005

islamcılar ve sıradan insanlar


bu gün gazetemizi okurken geldi bunlar şunu düşündüm ve bugünde bu konu hakkında ufak bi söyleşi yaptık biz müslümanız diyoruz bize hep deniyor namaz kıl oruç tut vesaire bunları yapmayınca çok kötü gözle bakılıyo peki neden bize özellikle dürüst ol sözünün eri ol denmiyor deniyor ama niye ilk pilanda bunlar öğretilmiyor yada bizim sıradan insanlardan ne farkımız var tek farkımız namaz kılmamız saçımız sakalımız mı hani birimiz zorda olduğumuz zaman beraber olup yardım edecektik nerde kaldı bizim kardeşliğimiz hani biz bir vucudun azaları gibiydik kolumuzu bacağımızı kesiyolar bizden ses soluk çıkmıyor ama iş adam satmaya geldiğinde kahbelikde üstümüze yok. para yokken çok rahat konuşan vaatlerde bulunan insanlar paranın yüzünü görünce neden bu kadar değişiyor bizi bu kadar karekteri zayıf yapan nedir acaba kendimizi hiç sorguladık mı bize de verseler para biz de suscakmıyız beraber mücadele ederken kardeş dediğimiz insanlar menfaat araya girince neden düşman oluyor acaba dünyada cenneti yaşamak bizi bozuyormu yada biz avrupalıdan dahamı avrupalı olduk ne dersiniz bizim derdimiz ne aklımız neden bu kadar karışık acaba sorun aradığımız yer mi yanlış,sorun bizdemi yada islamcılar laikmi dini bi kenara bırakıp her şeyi yapıyor sonra gidip namazını kılıyor bir hırıstıyan güler yüzlü olabilirken bizim hocalarımız neden asık suratlı din adamı eşittir asık suratmı demek islamiyette bunu bana doğru bir şekilde annatacak bir babayiğit yokmu ?......

Pazar, Eylül 25, 2005

yakın ölçek


bügün istanbulun fethi,yer çekiminin keşfedilmesi, hazarfen ahmet çelebin uçması gibi önemli bir olayı gerçekleştirdik çünkü yerel basın arasındaki yerimizi aldık hemde ayrıcalıklı bir şekilde hemde ismimiz bu yaka gerçeıkdende umdugumuzdan fazlasını başardık hemde sevinçliyiz neşeliyiz allah herkese bu şekide ki hedefleri ni gerçekleştirmeyi nasip etsin bu hedefimizin gerçekleştirmesi bizi mutlu etti burda emeği geçen herkese teşekkür ederim sıralamak gerekirse faruk kardeşime melikeye ekber beye gülsüm ablaya davut kardeşime betül hanıma tuğba hanıma oruç kardeşime ki o olmasaydı gazatelerimize ulaşamayacaktık en az gazete nin hazırlığında emeği geçenler kadar bize yardımı dokundu ha bu arada ramazan kardeşimize hanımı ve yengemiz bizi gecenin geç saatlerine kadar misafir ettiği için tülaya . bize hamsileri pişirdiği için abdurrahmana ve gazetemizin halkla ilişkilerine bakan esra kardeşimizede defalarca samimi ve içten çalışmalarından dolayı teşekkür ederim allah bu çalışmalarımızın karşılıgını fazlasıyla versin inşallah .......

Cuma, Eylül 23, 2005

silahsızlanma da neymiş


bu aralar moda oldu silahsızlanma bırakan bırakana bence yanlış bir eylem bu yapılan sen neyine güvenip silah bırakıyosun sokak ta rahat gezebiliyormusun ki silahını bırakıyosun yada evine giren hırsızın sana zarar verebilme olasılığını biliyormusun ya bide uyanıksan gördüğün zaman ne yapacaksın göz göre göre seni soymalarınımı seyredeceksin bide evde çocugun hanımın varsa namusunu nasıl koruyacaksın diyelimki gördün bişi demedin ve polis çagırdın ve polis geldi senle dalga geçiyo evet işini yapmak yerine seni alaya alıyo ne yapmayı düşünüyosun silahını hala vermeyimi düşünüyosun hem şu sözü hiç unutmam babam derki eğer ben dışarda iken aileme sahip çıkamıyosam içerisi benim için daha hayırlıdır bence silahsızlanma doğru bir şey olabilir ama hangi şartlarda bu günümüzde doğru değil bence hem sen bütün silah meraklılarına ruhsatlı silah versen kaçak silahın önünü kesmiş olursun hemde kayıt altına almış olursun kim nerde neye karışmış rahatlıkla bulursun bence silah bir savunma aracıdır eğer silahsızlanılıyorsa insanlar kendilerini güvende hissetmeli o zaman deyil silah bırakmak ellerinide bağla istersen çünkü bir zarar gelmeyecegine emindir ve huzur içindedir ..........................

Çarşamba, Eylül 21, 2005

kayıp cep telefonları hikayesi

bu hikaye cep telefonu kaybeden kişnin duygularını anlatmaktatır cep telefonu onun her şeyidir hiç bi numarayı aklında tutmaz çünkü telefonu onun yerine aklında tutmaktadır sahibide onu karnı açıktıgı zaman şarj a takar ve karnını doyurur baş ucundan ayırmaz ayrılmak zor geliyordur çünkü birbirlerini deli gibi sevmektedirler günün birinde bir çarşamba günü bir terslik olur aniden birbirlerini kaybetmişlerdir artık yaapabilecek fazla bişi yoktur ama genç bu işi bu kadar çabuk bitirmeyecektir onu kimseye yar etmeyecektir ve öylede yapar telefonu kapatır ve ne yapması gerektiğini düşünür tek yol vardır aslında gidip hattın yenisini cıkartma k yaaaaaaaaaa bundan ötesi varmi yahu gıp gıcır telefonum kayboldu biz burda gelmiş naame aypıyoz alla alla ...................

Cuma, Eylül 16, 2005

eski günler


eskiden yani ben ondört yaşındayken al nalburiye de elamanken diye başlaycağım sözüme bu gün bundan dokuz sene öncesiydi ben orta okuldan ayrıldım ve iş hayatına girmem gerekti babam bir arkadaşı sayesinde al nalburiye ye elaman alınacağını öğrenmiş ban söyledi ben o zaman üsküdar da eskiden yedi depe ünv. olan şimdi ise istanbul ticaret ünv. karşısında olan bürodan aradık lokman yılmaz yani büyük patron çıktı telefona yada ona bağladılar babam normalde işe girecek kişinin sorması gereken ama ben küçük olmam dan dolayı bazı sorular sordu lokman amcanın verdiği cevap hala aklımda sen mi girecen işe yoksa oğlunmu tabi babamın cevabı oğlum oldu o zaman o konuşsun dedi ve beni çağırdı yarın gel görüşelim gittim görüştüm ve işe başladım cuma yada cumartesi idi herkes bana şu şunu söylüyolardı ne işin var bü gün burda pazartesi başlasaydın neyse başladık işe aradan biraz zaman geçti ve artık ısındım işe o zaman lar da üç tekerli el arabalarımız vardı biz iki kişi onla 500.600 kğ çivi yaşıyoz her işi yapıyoz zaten al nalburiyede olmayan mlz. hiç bi yerde olmaz müşterilerin sözü bu yani ineden ipliğe kadar yok yok o zaman lar iki tane depo onlarca çalıştığımız ith. üretici firma var küçük biyer deyil bu dediğim yer kırk kişi ye yakın insan çalışıyodu cuma günü sabah toplantılarımız olurdu cumartesi günü akşam beşte paydos ederdik bizim üç tane patronumuz vardır lokman amca hem firmanın kurucusu hemde babaları aziz abi büyük oğlu tombişti o zaman lar ama bana vız gelir tuttummu kıtır kıtır kemiklerini sıkardım şimdi gerçi zayıflamış epey az takışmazdık yani beni kızdırmaktan zevk alırdı hatta ağladığım bile oldu cok sempatik sevdiğim bir abim türker abi aziz abinin küçüğü oda sert görünümlü oda aziz abi gibi sarışın ama aziz abiden daha ciddi yani kurtlar vadisinde polat olmasa yerine oynayacak karekterde sportif bi abimiz akşamları beraber giderdik bazan vapurla kadıköye geçerdik vapur iskelesi karşısında içkili lokantalar vardı ve müşteri çekmeye calışan elamanlar vardı her seferinde turist sanarlardı bizde gülerdik akşamları nöbete kalanlar güllüoğludan tatlı ziyafeti cekerdik en çok süttü nuriye yi severdim ben genedede ondan alırdı zaten neyse ardan baştada dedigim gibi dokuz sene oldu ve iki gün önce gittim ve konuştuk ve güldük o zaman ağladıgım kızdıgım olaylara bün güldük iyiki yaşamışız dedik o günleri zaten en önemlisi bu değilmi anılarının olması hatırladığı zaman ağlayacak yada tebessüm edecek bişilerin olması değilmi bana o yıllarda sorarlardı okuyomusun diye hiç okumuyom demedim evet dedim hayat ünv. okuyorum gerçektende bir okuldu orası acısıyla tatlısıyla ne mi öğrendim hayatı öğrendim ders e kimlermi giriyordu inşaatcısından tutunda sanatcısına .turistinden tinercisine hırsızından polisine ünlüsünden ünsüzünden birçok kişiyi tanıdım orda öğrettiler hayatı bize siz hiç gölge tozu minare gölgesi ni bilir misiniz her derde devadır bir çok şeye iyi gelir onun nerde oldugunu öğrendik neyse epey uzadı tatı kaçmasın bu kadar yeter dile kolay altı sene bir ömür yetmiyo satırlar ama bir yerde bitmesi lazım işte böle al nalburiyede patronundan tutda arkadaşlarıma abilerime kardeşlerime hatta murada bile geçirdiğimiz zaman paylaştıgımız anılar için teşekkürler ................................

Perşembe, Eylül 15, 2005

dertler derya olmuş :)))

evet belki arabesk bir başlık ama ben şu an onu dinliyorum ve içinde bilmediğim bir sıkıntı var nedenini bende bilmiyorum ama biraz önce bir film izledim ismi geri döndüler alman yapımı bir film sevmedim ama bişey dikkatimi cekti orda yakınları geri dönenlerdede bir şaşkınlık vardı dona kalmışlardı sanki o an bütün duyguları kaybolmuş gibiydiler bendede nerdeyse aynı duygular var neyse hani bir söz vardır ya ne kadar gülersen o kadar ağlarsın diye tabi tam tersi de benim sıkıntılarım bu içimdeki bilmediğim sıkıntılarda bir günm yerini gülmelere bırakacaktır herhalde ama şunun farkındayım etrafımda olan biten e sessiz kalmak beni yoruyor aldırmıyorum gibi görünsede benim gözümden yaşlar içime akıyor herhalde dışarı akmasını o kadar istıyorumki anlatamam insan hiç ağlamak istermi ben istiyorum bana öyle geliyorki ağlayamayan insan duyguları körelmiş insanlıgını unutmuş biri olark geliyor ha bide yapmacık gülücükler nefret ediyorum onlardan herşey bu kadar basıtsenirmi hani nerde kaldı insani duygular biz yerde yatan kişi ye üzülüyoruz birimiz tutup kaldırmıyoruz insanlık bumudur acımak sadece acımak yerden kaldırmak değilmidir sizce sizce diyorum ama aslında kendime soruyorum şu bir gercek banene olmaması gerek hayatımızda atılmalıyız bi şeylerin önüne düzeltmek için herkes ben cennete gitmek istiytorum diyor ama kimse ölmek isremiyor ölüm bu kadar korkulacak bişey midir acaba korkmamız gerekiyomu gerçekten aslında aklım da doğru dürüst bişi ler yok aklıma geleni yazıyorum şu an bazı yerlerde saçmalamışsam kusura bakmayın şölede diyebiliriz şuçu lisan ettiysek af ola allaha emanet allah kalbinizden gülme kadar aglamyıda eksik etmesin amin ...................

Pazar, Eylül 11, 2005

bir dosta teşekkür

bu gün ilk yorumumu okudum çok hoşuma gitti yazılanlardan çok daha önemlisi yazandı sevdiğim bir insan bu abim benden sadece bir yaş büyük ama hiç bir zaman çekinmedim yada ona abii derken başkalarına karşı ezilmedim çünkü gerçekten sevdiğim ve saygı duyduğum bir şahsiyet kendisiyle beş yıla yakın bir iş hayatımız oldu ve bu günlere geldik o kendi işinin başında ben kendi işimin başındayım ve o zorluklardan sonra bunu hak ettiğimizi düşünüyorum kısacası insanlar kendini severse yanındakilerin onu sevmesi saygı duyması da olağan bir şiydir yorumundan dolayı sana teşekkür ederim muhammet abim allaha emanet ol sincabı da doktor a götür tedevi ettir bişi ler yap artık ben bir tane istiyorum ammada tembelmiş senin sincap yahu :)) neyse allaha emanet .......

Cuma, Eylül 09, 2005

selam olsun beni sevenlere


selam olsun beni sevenlere budur be sevmek insanları mutlu etmek ne hoş bir duygu yarabbi sevinmek annenin yavrusunu sevmeye dokunmaya kıyamamasıdır sevmek abinin kiraz bahçesinde kardeşimi yakalamasınlar diye kendini yakalatmasıdır sevmek unutmamaktır bayramlarda düğünlerde cenazelerde hatırlamaktır sevmek budur işte sevmelidir insan her mahluku boşuna deyildir hiç biri vardır bir nedeni muhakkak sevgi ve hürmetle allaha emanet ........

Çarşamba, Eylül 07, 2005

havalar soguyor hayat zorlaşıyor


havalar soğuyor hayat zorlaşıyor ve ben bir yaşıma daha giriyorum ve aynı havaların soğuması nasıl insan hayatını zora sokuyorsa büyümek yada sorumluluğumun artmasıda beni zora sokuyor ben ve tahminimce herkes ister yatmak istiyorum hiç elimi ayagımı kıpırdatmak istemiyorum ama bişeyler yapmam gerektiğinin bilincindeyim neyse iyi kötü bu kadar yıl geride kaldı artık hayatımda birşaylerin değişmesi gerekiyor ve benim için zorda olsa bunu yapmak zorundayım benim için zor olacak diyorum çünkü üzerimde bir tembellik var allah düşmanıma vermesin kardeşim faruk da olmasa hiç bir iş yapmicam kardeşim benim sağolsun çok yardımcı oluyo birisi tarafından dinnenmek güzel bir şey derdimi sıkıntımı paylaşır eğer o da olmasa ben çoktan pes etmiştim allah dostların yokluğunu vermesin amin..........

Pazar, Eylül 04, 2005

canım istanbul



CANIM İSTANBUL

Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.

İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul...

Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare?..
Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...

O manayı bul da bul!
İlle İstanbul'da bul!
İstanbul,
İstanbul...

Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir " Katibim"i...

Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul...

Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler...
Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı Sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar...

Gecesi sünbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul...

Necip Fazıl KISAKÜREK

Cuma, Eylül 02, 2005

bir yerden tutmalı hayata


biryerden tutmalı hayata hiç bırakmamalı direnmeli aslında olumsuzluklara hayat bu kadar basit değil bırakılacak kadar pes ediliecek kadar hayat bir mercedes en lüks ünden iyi bilmeli değerini sabretmeli şükretmeli allaha sık sık her işe dört elle sarılmalı her şeyin en iyisini yapmalı her şeyin değerini bilmeli yara kurtlanmadan tedavi etmeli hatta dikkatli olmalı hiç yara bere içinde kalmamalı belkide insan kendini sevmeli insan aynaya baktıgında tiksinmemeli kendinden şımartmalı kendine övmeli sen en iyisisin sen yapabilirsin başarabilirsin demeli kendine olumsuzluklar olmalı hayatta ama ilacını bilmeli kendisi günlerini dolu dolu yaşamalı sevmeli herkesi sevdirmeli kendini her şeyi sevmeli hastalıgı bile sonunda gelecek sağlıklı bir günü düşünerek kedileri sevmeli kuşları sevmeli sokakdaki köpeği sevmeli vermeli sevgisini düşünkü elinde bir kese var verdikce çogalıyor bir veriyorsun beş geliyor beş veriyosun yirmibeş geliyor yerine cimrilik yapmamalı sevgide hep dağıtmalı sonunda baktıgında senin sevdiğin kişiler ve seni seven kişiler o kadar çokki hayat boyu hiç yanlız kalamayacagın kadar bence sorun sade ve sadece her şeyi sevmek bir işi yapacaksan o işi sevmelisin bir insanın yanında olacaksan onuda sevmelisin işin özü kendini fazlasıyla sevmekisin .........:)) allaha emanet