Cumartesi, Ekim 01, 2005

radyo dinlerken aklıma gelen anılarım


bilgisayar başında otururken ve radyo dinnerken annem geliyor aklıma babam ve kardeşlerim , arkadaşlarım geliyor aklıma arkadaşlıklarım kilden oyunçak yapmalarım geliyor şimdilerde kocaman caddede yapılan maçlar bizim oynadıgımız çelik çomak o zamanlarda boyumuzu aşan otların içinde oynadıgımız saklanbaç ve hiç bir zaman beceremediğim futbol maçları ama oynadıgım zaman kimsenin karşıma çıkamadı ğı sanki savaşa gidermiş gibi allah allah nidaları ile topu kaleye götürüşüm geliyor hatta bahçedeki varilin içinde sıgara içişim ve kardeşime yakalandığımızda gerçek sıgara deel yalan sıgara die kandırdığımız geliyor aklıma ve müzik olarak bildiğimiz tek şey olan o eski ilahiler miskette yutulmalarım ,keçilerle toklaşmalar,mahallamizin köpeği ile gezmelerim ve zehirlendiği zaman can çekişmesi belkide ilk ölümü tanıdığım an ve kahbeliğide tabiki halamın bana verdiği işler için koşturuşum ve bu tükürük kurumadan git gel demeleri tanımadığım kadınlar tarafından kucaklarına almaları otobüste sevmeleri , şimdi hoş bi anı oldu hepsi zamanla geçiyo bıyıgımın ilk çıktıgı günler de gelmiyo deel dilimle hep oynardım sonra tıraş olmaya başlamalarım sonra otobuse sabah altıda binmelerim aslında binemeyişlerim kapıdan asılmalarım bindiğimde ise ayakda uyumalarım kizlerimin kırılıp sendelemelerim ve uyanmalarım daha birsürü şey sanki zaman tüneline girmişimde hepsini yeniden yaşamışım gerçi yaşamış kadar oluyor insan sizinde aklınıza geliyormu hiç bu yazıları okurken eğer hatırlatabilyorsam ne mutlu bana size birkaç anı anıları, güzel anılarla kalın ..........

1 yorum:

Adsız dedi ki...

hemen hemen anlattığın her şeyde kendimi gördüm. şaşırdım sonra. ulen ufacıkmışız dedim. bilhassa varilin içinde sigara içerken yakalanmamız. demek bu pislik o zamanlardan bulaşmış kalmış. sonra top oynamalar, boy boy otların arasında saklanmalar. sonra hatırlarsın abdullah ların civcivlerine leğenin içinde amerikan futbolu oynatmalara, bahçede mısır közlemeler. çamurdan ev yapmalar, çivi oynamak. oturduğum mahalleden ayrılıp yatılı okula başladığımda ordakilerle oynadığımız ilk oyunlardandı çivi... sonra çelik çomak oynamak. ilginç bi ismi var ama oyunu hala hatırlıyorum. hatırlayamadığım daha bissürü şey. ama en güzeli kurban bayramları yaptığımız mangallardı. sabaha kadar soğukta, karda mangal etrafına toplanıp etlerin cızıldayan sesinin arasında doğan'ın türkü okuması emin'in kıkır kıkır gülmesi vs vs.. abdullah gitti, sonra emin gitti, sonra ben.. muhammet sen daha ne kadar kalacaksın orda?

en büyük korkumuz çamurlu pantolonumuzu annemize nasıl izah edeceğimizken şimdi ne çok korkumuz oldu. günü geçecek çekler, ödenemeyen senetler, alacaklı telefonu, birisinin kötü bir haberi, yalan şarkılar felan... dekmancılık oynarken saklandığımız kurbağalı bodrumda bile korkmamıştık bu kadar. ..

serdar'ın gazıyla kırdığın kapı camı, sonra pil alığ dinleriz diye sakladığımız teyp sonra karakol, sonra olay yerinde tatbikat sonra annem :) erdinç abinin arabasını kaçırmanız serdarla, yolda kalmanız.. sahi kaç yaşındaydınız o zaman? 9 mu 10 mu :)) ayaklarınızın pedala yetişmediğini hatırlıyorum. sonra serdarın babasından kaçısı felan...

bizim oralar köy gibiydi değil resmen köydü. asfaltımız yoktu, traktörler vardı birsürü. hıdır abinin traktörü ahmet bakkalın oğlu kaya nın gözünü almadı mı? sonra depolara su doldurmak için beklediğimiz su traktörleri yok muydu? daha ne vardı?

şimdi dağıtımdan geleceksin ben sana tahsilat ne oldu diyeceğim. belki tartışcaz, çay içeyim hele şunlarıda bi yiyim hem yağmurda var tahsilata gidemem diyeceksin... ama ben ne yapcam, bütün bu anıları unutup kızıcam :)

kardeş uykusuzda kalsan dünkü geceden, tek başında kalmış olsan, hatta misketlerini mustafa abi yutup sana getirmişte olsa ki mustafa abi şimdi 4 yıllık evli (maşallah) senin yapman gereken şeyler var artık. haylaz ve hayta günler geride kaldı, hatırladıkça gülüyoruz efkarlanıyoruz o kadar. bide aklından çıkarma artık kimseyi elimdeki sigara yalancı diye kandıramazsın. herşey o kadar gerçek ki...