Perşembe, Ocak 04, 2007

kurban bayramıda geldi geçdi

kurban bayramı n son günüydü dün kalplerinde acaba diye beklediği günlerin sonuydu bayram olması belkide o acabada saklıydı acaba gelirmiydi her şeye rağmen sana olan dostlugu senin kötü yada hatalı olmasına rağmen kerdeşi unutma büyüklüğünü gösterirmi diye beklediğim günün sonuydu o geleneksel hale gelen mangal partileri söylenen türküler şarkılar daha aklıma gelmeyen nice güzellikler velhasıl olmadı bu saydıklarımın hiç biri

Çarşamba, Ağustos 09, 2006

bir beyaz kağıda ne yapılabilir?

kötü ışıkladındırılmış bir vitrin var. içeride sadece ölü çocuk olmasını umursayan müşteriler var. dışarıda sadece çoğu arap çoğu türk çoğu insan yani eninde sonu hep insan var. ramallahta ali var, ustamın kızına bakarım diyen şair var. o topraklara öyle yakışır ki top mermileri, geceleri gökyüzü ışıldar, gündüzleri bir sürü şiir var. gündüz de olsa, gece de olsa hanzala var. bir tek hanzala var. o cesetlerin bizim için önemli olması sadece çocuklara ait olduğundan mıdır nedir, çok çocuk cesedi var. o çocuklar yerine babalarını defnetseler iplemeyecek dimağlar var.

savaş var. ölü var ve de ölüm var. ölümden korkmayan insanları anlamaya çalışmadım hiç. olur ki anlarım diye korktum. olur ki ben de korkmam ölümden. insan bence korkmalıdır ölümden. korkmalıdır ölmekten. korkusuna rağmen göze alacaksa işte o zaman almalıdır. bir ayağı diğerinden kısa olduğu için değil, bir ayağı diğerinden kısa kalacak olsa da, yani bu kısalığa rağmen koşmalıdır yada koşmaktan korkmalıdır.

savaş var, ölmek var. izleyen var, seyreden var. yavşak sağcılar var, içinin yandığını söyleyen koca götlü solcular var. severadım koşan çocuklar da var ama. bir hanzala var sadece. bir hanzala var koskaca savaşta yıllardır dik durabilen.

büyükelçilerimiz var, dahası devletimiz en büyüğü var. evet var. cephedeki siyonist askerleri besleyen ay-yıldızlı kimlik taşıyanlar da var. arkadaşlarımız var, ay-yıldızın ne anlama geldiğini bilmeyen arkadaşlarımız var. bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır dizesini yanlış anlayan ahmak arkadaşlarmız var. rengini şehitlerin kanından almış bir bayrağı, üzerine çocukların ve kadınların ve babaların dahası masumların kanlarıyla birlikte arkadaşlık adına aynı yere dikenler de var. birlikte yemek yiyenler var, devletimiz var çok şükür, devletimizin büyükleri de var hamd olsun.

ve fakat bütün raslantıları reddeden hanzala var. yaralı yarasız sevdaları var. bir beyaz kağıt var sadece dimdik durabilen, bir beyaz kağıt var bir mucizeyi anlatan. en büyük kahramanı bir beyaz kağıt üzerindeki karikatür olarak duran bir halkın ölüleri elbette çocuklar olacaktır, bunu bilmeyenler var. var. var.

sokaklarımıza ne kadar sevdiğimiz adamlar varsa onların isimleri verdik. sevdiğimiz çok adam var. hiç bir şey alıp hiç bir şey veren adamlarımız var. onların her sokakta ismi var.sırtını israile değil adı ahmet olanlara, mustafa olanlara, recep olanlara, nejdet olanlara, yusuf olanlara dönen bir hanzala var. bize dönen hanzala var. çocuklar var diye dövünen yeni yetme gençler var. sayfalarına ölü çocuk fotoğrafları koyarak tatmin olan bloggerlar var, hiç bahsetmeyenler de var. israil türkiye parlementolar arası dostluk derneğine meclisin yarıdan fazlası üyeydi ve bir kısmı geçen hafta içinde istifa etti. ama hala üye kalmayı tercih edenler var. bu zulum bu sevda bitmez diyen ahmaklar var. kentlerde hukuk okumaya, memleketi kurtarmaya gelmişler var. hanzala var ama sadece. sadece sırtını dönen bir kahraman var.

kendine ait değil, başkalarının küfürlerini mırıldanan dudaklar var. kendi aşkını değil başkalarının sevdalarını yaşayan kalpler var. kendi acısını değil başkasının derdini sızlayan yürekler var. şimdi başkalarının değil, kendi duruşunuzun nasıl olduğunu merak ediyorum. başkalarının vitrininden aldığınız sloganları değil, gözlerinizin çektiği fotoğrafları merak ediyorum.

soru şu: bir beyaz kağıda ne yapılabilir?

bir balon çizilebilir, bir uçak yapılabilir, belki bir uçurtma, bir mektup da yazılır aslında, ya da bir karikatür. artık sizin elinizden ne geliyorsa...

beyaz kağıtlarınızı yada anlatımlarınızı bekliyorum.

(gelen kağıtlardan birisini seçip bu olaya destek olmayı kabul eden kişisel bloglarda, yada diğer sitelerde yayımlamayı planlıyoruz. şimdiden 5 tane arkadaş destek verdi. bununla ilgili de iletişime geçebiliriz. )

Faruk Yücel - Yazıhane

Çarşamba, Ağustos 02, 2006

geber israil


evet aynını diyorum geber israil hatta yahudilerden nefret ediyorum yavşak şahsiyetli menfaatçi şerefsizler sadece mazluma güç yetiren bunlada övünen alçaklar kanım kaynıyor kendimi zor tutuyorum hazmedemiyorum kendi kendimi yiyorum yalanunın biri bin para yada doğrulugu ne kadar tartışılsada bunları kör testereyle kasicaksin dünyayada ibret olsun diye izleteceksin diyorum ama yatsın kalksınlar yeri gögü yaradana şükretsinler ki benim dinim buna izin vermiyor ama bir hata yaparlar ve türkiye ile savaşma yannışında bulurlar ve vatan nasıl savunulur bir israil askeri sakağının arasından nasıl indirilir görsünler allahdan isteğim bu domuzdan daha yararsız insanları yapdıklarının yanına kalmamasıdır bundan önce 1940 lı yıllarda kurulan bu devlet ordaki katlettiği (sehit ettiği ) insanların kanında bogulmalarıdır daha çok şey geçiriyorum aklımdan onlarıda ..................................................................... böyle sıraladığımı farzedin allaha emanet .

Çarşamba, Temmuz 12, 2006

Srebrenitza katliamının yıl dönümüydü dün hatırladınız mı ?


bundan11 sene önce Bosna Hersek de Müslüman,lar destan yazar ve kafirlere karsı dinlerini namuslarını ve vatanlarını savunurken, Sırplar Srebrenitza da 8000 kişi yi katlettiler ve fabrikalarda parçalara ayırıp toplu mezarlara doldurdular bu bir Afrika ülkesi de değildi bu Avrupanın tam ortasındaydı dünya göz yumdu ama Müslüman,lar uyumadı dünyanın her yerinden cihada koştular savaşdılar gazi oldular şehit oldular dünya her şeye şahit oldu ama mudahale etme zahmetinde bulunmadı vel hasıl kara bir leke oldu insanlık için Müslümanların dünyadaki yaşıyan insanlar için br önem teşkil etmediği Müslümanın dostunun sadece Müslüman olduğu bir kez daha kanıtlandı bunun dışındaki toplum menfaatleri uğruna her şeyi yaptığına tanık olduk hep beraber her şeyin giyim le yada söylemle olmadığını gördük beraberce Allahın yardımları,da açıkça ortadaydı bu gün Bosna,da halk kendini Türk olarak adlandırıyor peki biz ne kadar Boşnak olabildik acaba ( bu yazımda sohbetiyle bana ilham verdiği için Faruk kardeşime teşekkürlerimi bir borç bilirim ) Allaha emanet olun …

Salı, Temmuz 11, 2006

komşu kızı

ortalama bir haftadır çalışmıyorum son iki gündürde bir arkadaşın işyerine bakıyorum burda oldukca boş zamanım oldu (tesadüfen )ve çekmecede bir film buldum komşu kızı adında dün bir kere izledim gerçekden güzel bir filmdi biraz amarikan pizza yı anımsatıyordu ama konu olarak çok orjinal bir konu seçılmişdi izledim ve çok beğendim akşam eve götürdüm ve bir kopyasını aldım çünkü tam arşivlik bir filmdi bu günde burdaki elaman hasan bi kere daha izleyelim ben tam izlemedim dedi ve bir kere daha izledik konusu şu sekilde

lise son sınıfda okuyan matthew kidman (emile hirsch) iyi bir dereceyle mezun olmak ve sorunlardan uzak olmak istemekdedir .ne yazıkkı sorunlar yan kapıda durmakdadır ve matthew seksi komşusu Danielle in ( Elissa Cuthbert) baştan çıkarıcı güzelliğine karşı koyamaz .matthew Danielle ,in intikam almakisteyen eski eskek arkadaşıve pekde hoş olmayan geçmişini öğrenince,birden geleceğini riske atmış olduğunu anlar ve bu aşk üçgeni hayatını alt üst eder. böle bi film işte ...:)

Çarşamba, Temmuz 05, 2006

ev hayatı

bu günlerde yanlız kalmakdayım evde ne rezalet bi durum annamatam her şey evde o kadar yerli yerinde sessiz sakinki kedi de olmasa benden başka bişi yok sanki ben kedim ve kerdeşim salih kediyle yapdığım sohbet salihle yapdığımdan daha fazladır salihle hiç konuşmuyodadegilim aslında her konuşmasında bana bişiler emrediyo gibime geliyo bende sinirleniyorum ve sohbet yarım kalıyo neyse asıl mesele evdekiler bundan 15 gün kadar önce kjöye gittiler evde o akşam açdığımız yatak hala açık perdeler 24 saat kapalı bizde bu kadar sessizliğe alışamdık evde yannızlık kötü bir yaşam tarzı benim gibi bir insana bide baş belası bilal var onun ani baskınlarıda olmasa dünyada sadece ben varım sanacam allahdan eve karı kız atmıyoz basılırız alemallah :) neyse böle işte .......

Pazar, Temmuz 02, 2006

öldük öldük dirildik


günlerden cuma saat akşam 22,00 cıvarı ben işden çıkıp üsküdara geçiyorum kardeşim faruk uda alıp sultanbeylıye gidecez bürosuna gidiyorum beş on dakkada hazırlanıyo çıkıyoruz emekdar motora atlıyıp yola koyulıyoruz her zamanki gibi gişeleri geçmeden imes sapagına geldiğimizde motorda anormal bir durum oldugunu annıyorum sapakdan çıkdık yagını tamamladık tekrar koyulduk yola gişelerden kaçak bir şekilde geçdik (motorun varsa ve gişeden para veriyosan mal muamelesi görürsün ) tır ların durdugubekleme yerinide geçdik travestilere gelmeden lastik sallanmaya başladı faruk dediki sagdan gidelim sağa geçdik biraz gitdik gitmedik lastik gümledi ben ilk başda panikledim frene bastım bakdım savuruyo frenı bırakdım gazıda bırakdım motor açayıp savuruyo sağa sola bi bariyerlere yaklaşıyoz düzeltiyorum bu sever diyer taraafa didiyo o anda faruka bişiler dedim ama hatırlayamıyorum panık yapma gibi bişiler herhal biraz giddik durduk indik hemen birbirimizi tebrik ettik öpüştük birer cıgara yaktık kafamız yerine geldikden sonra nasıl giderizin derdine düşdük sağolsun ömer abimiz aracında benzini olmamasına ramen geldi aldı bizi araba bize gelirken hararet yapmış hortumu da patlamış ıslata ıslata geldı faruk farketmese belki araba ilede yolda kalacaktık motoru arabanın koyduk önce faruku maça yetişdirdik biraz geçde olsa sonra bize gittik bir günümüz böle geçdi ölümle yaşam arasındaki çizgi bizim için bir motor lastiği kalınlıgındaydı bu seferlik.....